Ekran Görüntüsü (96)

 

Hastanemi Açın Platformu, Ankara’da Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kadın Doğum Hastanesi’nin “yenilenme” adı altında kapatılmak istenmesine karşı “Hastaneler halkındır, kapatılamaz” başlıklı açıklama yaptı. Platform adına ortak açıklamayı Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan okudu. Karakuş Candan, açıklamada Etlik Şehir Hastanesi’nin açılması sürecinde Dışkapı Yıldırım Beyazıt Hastanesi, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesi, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Etlik Zübeyde Hanım Doğumevi ve Ulucanlar Göz Hastanesi’nin kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin yaşanan süreci özetledi.

 

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan okudu. şunları ifade etti:

 

 “Kısmen taşındı dedikleri hastanelerimizdeki uzman hekimlerin Personel Dağılım Cetveli’ndeki sayıları 707’den 272’ye düşürüldü. Önceden yapılan hizmetlerin, ameliyatların çoğu yapılamaz hale geldi. Örneğin Sami Ulus Çocuk Hastanesi’nde aylık 300’ün üzerinde A, B ve C grubu üst düzey ameliyat yapılırken Kasım ayından bu yana ameliyatlar yapılamaz oldu, profesörler dahil hocalarımız işlerini yapamaz duruma getirildi. Etlik Şehir Hastanesi’ne gitmeyen ya da götürülmeyen pek çok hoca, hekim, sağlık çalışanı cezalandırıldı, ötekileştirildi. Hocalar asistanlarından, eğitim, tez ve sınav görevlerinden koparıldılar. Ancak belli ki mevcut hastanelerimize verilen tüm bu zararlar Etlik Şehir Hastanesi’nin hizmet alım garantilerine yetmemiş, hedeflenen doluluk oranına ulaşılamamış olacak ki saldırılar devam ediyor. İlk kez Sağlık Bakanı’nın TBMM’deki 2023 yılı Bütçe konuşmasında resmi ağızlardan dillendirilmişti, Dışkapı ve Sami Ulus Hastaneleri’nin yıkılması isteniyor. Bu iki hastanemizin 15 Şubat’a kadar boşaltılacağı ifade ediliyor. Hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız tedirgin, yarınlarını göremez oldular, aylardır kaçan huzurları büsbütün sıkıntıya dönüştü. Hastalarımız bu hastanelerimiz olabildiğine zayıflatıldığı halde buralara gelmeye devam ediyorlar, çünkü kolay erişiyorlar, hizmeti daha kolay alıyorlar. Tüm bunlar şehir hastanelerinde çok zor.

 

Hastanelerimizin yıkılma gerekçesi olarak ‘eski’ oldukları dillendiriliyor. Binaların eskimiş ve bakımsız olması tabi ki hastaların, sağlık çalışanlarının, halkın değil, yıllardır ‘nasıl olsa şehir hastanesi yapıyoruz, buraları yıkacağız’ diyen siyasi iktidarın suçudur. Bizler Hastanemi Açın Platformu olarak hep söyledik, hastanelerimize yatırım yapılmasını ve yenilenmesini istiyoruz. Aynı zamanda bunun için hastanelerin yıkılmasının gerekmediğini, tarihi kimlikleri korunarak restore edilebileceklerini, modernize edilebileceğini, güçlendirilebileceğini ve bunun çok daha az maliyetle ve sağlık hizmetleri korunarak yapılabileceğini de biliyoruz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Sami Ulus Hastanesi’nin Kültür Varlığı olarak korunması amacıyla yürüttüğü mücadele kapsamında Ankara 8. İdare Mahkemesi’ne ulaşan bilirkişi raporu durumu çok güzel anlatıyor. Raporda özetle ‘Dr. Sami Ulus Kadın Hastalıkları Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Türkiye’nin 20. yüzyıl modern mimarlığının sağlık alanındaki üretiminin örneklerinden ve başkent Ankara'nın bu alandaki simge yapılarından olduğu, hastane yapılarının sağlık alanın güncel ihtiyaçlarına yanıt verdiği, hastane kampüsünde zaman içinde ortaya çıkan ihtiyaçlara yanıt vermek u¨zere yeni yapılar ve plansız şekilde depo vb. ekler inşa edildiği, yapıların iç mekanları ve cephelerinde yenilemeler gerçekleştirildiği, hastanenin koruma değerlerini göz önünde bulunduran bir restorasyon projesi ile özgün işlevi ve özellikleri bozulmadan güncel ihtiyaçlara uyum sağlayarak kullanımının sürmesinin sağlanabileceği’ belirtiliyor. Daha ne denebilir ki!

 

“MEVCUT HASTANELERİMİZİ YOK ETMEK VE KENT RANTI YARATMAK HEVESİNDEN VAZ GEÇMEYEN BİR SİYASİ İKTİDAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

 

‘Yıkılıp yerine yenisi yapılacak’ deniyor. Bu konuyu ilk duyduğumuzdan beri kuşkulanıyoruz. Haksız mıyız? Mevcut siyasi iktidarın şehir hastaneleri gibi hizmet alım garantili kamu özel iş birliği projeleri için bu ülkenin hangi değerlerini yok ettiğini çok iyi hatırlıyoruz. Belki de en çarpıcısı İstanbul Atatürk Havaalanı’dır. O güzelim havaalanının nasıl adım adım sistematik biçimde yeni havaalanı uğruna katledildiğini unutmuyoruz. Nitekim geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı 2023 Yatırım Programı yayınlandı. Sami Ulus ve Dışkapı Hastaneleri’nin yerine yapılacağı, Onkoloji Hastanesi’nin yanına yapılacağı söylenen yeni hastanenin yatırım programında olmadığını görüyoruz! Haklı çıkmaktan yorulduk, mevcut hastanelerimizi yok etmek ve kent rantı yaratmak hevesinden vaz geçmeyen bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Altındağ Belediye Meclisi’nden bu hastanelerin yerleri için alınan olağanüstü yükseklik ve emsal artışlarının, 16 kat yüksekliğe kadar çıkabilecek, 2,5 ve 4 emsal kapalı alan kararlarının ne için kullanılacağı ise büsbütün soru işaretine dönüşüyor, endişelerimizi artırıyor.

 

“HASTANELERİMİZİ KAPATMAYIN, YIKMAYIN, YATIRIM YAPIN, GÜÇLENDİRİN, YENİLEYİN. HER İŞİN BAŞI RANT DEĞİL SAĞLIK OLSUN”

 

Olmaz, kabul etmiyoruz! ‘Kısmen taşıyoruz’ diyerek kamuoyunu yatıştırmaya çalıştığınız, içini boşalttığınız hastanelerimizi dört ay sonra kapatıp yıkmanıza izin vermiyoruz. Hastalarımızı, hekimlerimizi, sağlık çalışanlarımızı daha fazla mağdur etmenize ‘hayır’ diyoruz. Türkiye üç ay sonra kritik bir seçime gidiyor. Seçimin hemen öncesinde yangından mal kaçırır gibi en önemli hastanelerimizi boşaltıp yıkmanızı iyi niyetli bulmuyor, reddediyoruz. İçinizdeki niyetleri biraz durdurun, bu hastanelerimizin nasıl planlanacağına yeni gelen siyasi iktidar karar versin, biz de onlara taleplerimizi anlatalım. Hastanelerimizi kapatmayın, yıkmayın, yatırım yapın, güçlendirin, yenileyin. Her işin başı rant değil sağlık olsun.”